Deyim yerindeyse geçen hafta gerçekleşen Dubai’deki Cityscape Global 2015 Gayrimenkul fuarına Türk inşaat şirketleri projeleriyle damga vurdu. Fuarda ağırlıklı Dubai ve Türk projeleri standlarıyla yer almıştı. Sektörün olmazsa olmazı haline gelen Cityscape gayrimenkul fuarını bizde emlakpencerem olarak yerinde izledik, inşaatın patronları ve yetkilileriyle röportajlarımızı yaptık.
Fuara katılım geçen yıla göre 61 firmayla iki katıydı.Dolaşırken adeta adım başı bir Türk inşaat firmasının standı ve projesiyle karşılaşıyorsunuz. Kendimi Dubai’de değilde İstanbul’da bir fuarda gibi hissetim.
Herkes güler yüzlü ve umutluydu. İç piyasadaki konut talebine karşın projelerinde en azından yüzde 15-20 yabancı satışı yapmak için büyük çaba harcanıyordu. Standlarımız bir o kadar güzeldi. Diğer standlardan geri kalan bir yanımız yoktu hatta bir çoğundan daha iyi olduğumuzu söyleyebilirim.
Şirket yetkilileri ile yaptığım röportajlarda anladım ki, bizimkiler sadece satış yapmaya gitmiyor. Elbette herkesin hedefinde satış yapmak var ancak yerine göre firmasının adını duyurmak, Dubai’de boy göstermek, ileriye dönük büyük yatırımcılarla tanışmak, ortaklık kurmak gibi hedefleri bulunuyor.
Herkesin merak ettiği bu fuarda sıcak satış varmı sorusuna evet var diyebilirim. Sözleşmeler imzalanıyor, kapora alınabiliyor. Blok blok satışlar bitebiliyor. Biri gelip projenizde elde kalan bütün dairelere talip oluveriyor.
Ülkenin içinde bulunduğu belirsizlikten arap yatırımcıların çokta etkilenmediği bunu sorun yapmadıklarını inşaat firmalarımız ile yaptığım röportajlarda öğreniyorum. Hemen hemen herkese sordum bu soruyu ama yatırımcıların bunu sorun yapmadığını geçici bir durum olduğu düşüncesi taşıdıklarını söylediler. Arap yatırımcıların Türkiye’nin geleceğine güvendiklerini ve yatırım yapılabilir bir ülke olarak gördüklerini anlattılar. Sanmayın ki bir şey bilmiyorlar. Tam tersine Arap yatırımcı ülkemizdeki döviz kurunu dahi an be an takip ediyor hatta bizden daha iyi biliyorlar.
Yabancılara gayrimenkul satışında, bürokrasinin daha makul bir seviyeye getirilmesi ise herkesin temennisiydi. Özellikle Türkiye’den bir konut alana oturma izninin verilmesi gerektiği görüşünde sektör aktörleri birleşiyor. Ülkemizden ev alan yabancı, oturmak istiyor, geldiğinde alış veriş yapmak, tatil yapmak, sağlık hizmeti almak, çocuğunu okula göndermek istiyor. Bu nedenle ev ile beraber en az bir yıl oturumunda verilmesi gerekitği görüşü ağırlıkta.
Diğer taraftan görüşünü aldığım aracı ya da acenta dediğimiz Türk gayrimenkul şirketleri var. Bunlar Türkiye’de ki anlaşma yaptıkları inşaat şirketlerinin ağırlıkta konut ve ticari ünitelerini satıyorlar. Onlarda fiyat şeffaflığının olması gerektiğini ancak bu şekilde yabancı yatırımcının bize olan güveninin oluşacağı ve devam ettiğini söylüyorlar.
Hatice Kolçak