2014’ün ilk 4 ayı geride kaldığında bırakın “emlakta balon” söylemlerini konut sektörü kriz sinyalleri vermeye başladı haberleriyle büyük gündem olmuştu.
Evet yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ve bunlar rakamsal olarak verilere yansımıştı. Görünen köy kılavuz istemiyordu!
Sektörü daha çok uzak olan ve sadece rakamlara bakarak yorum yapanlar kendince haklıydılar çünkü veriler bu yöndeydi. Bu işin aktörleri, uzmanları sözle ifade etmeselerde içlerini bir kurt kemirip duruyordu TÜİK verileri can sıkıcıydı. Hakikaten durum böyle gidermiydi, ama gitmemeliydi aslında gitmemesi gerekiyordu. Çünkü bunun için bir sürü neden vardı ve bu geçici bir durumdu. Böyle umut ediliyor ve ifade ediliyordu.
Nasıl da herşeyin bir pamuk ipliği gibi siyasi istikrara ve buna paralel ekonomik istikrara bağlı olduğunu bir kez daha yaşadık belkide ipten döndük bunu zaman gösterecek.
Peki TÜİK konut satış rakamları ne diyordu. Yılın ilk dört ayını geride bıraktığımızda konut satışları geçen yıla ( 2013 ) göre yüzde 8 düşmüş ve 341 bin 500 olarak gerçekleşmişti. İpotekli konut satışlarında ise durum daha vahimdi.Konut kredisi kullanarak ev alanlar 2013 yılına oranla yüzde 34 gerileyerek 104 bine kadar inmişti. Bunun en büyük sebebinin konut kredi faiz oranlarının 1,40 lara çıkması olarak kabul edebiliriz nitekim öyleydi. Nerde 2013’te gördüğümüz 0,60 bandındaki faiz oranları neredeyse iki katına çıkmıştı rakamlar. Bu da tüketiciye büyük yük demekti. Zaten Mart ve sonrasında Ağustos ayında yaşanan seçimler dolayısıyla risk almaya değmezdi diyen tüketici elbette beklemeyi tercih etti.
Konut sektörü olacakları öngörmüş olsada daha önce alınan ruhsatlar ve yapılan yeni yatırımlar ertelenmedi. Dolayısıyla talep düşünce ortaya konuttaki arz fazlası çıktı. Öyle böyle değil Türkiye genelinde 1 milyon konut stoğu dikkat çekiciydi. Bunlar olurken yabancılara yapılan satışlardaki payın geçen yıla oranla yüzde 60 seviyelerinde artış göstermesi ise konut üreticilerine rahat bir nefes aldırdı ve yabancı yatırımcı önemi bir kez daha anlaşıldı.
Tüm bu olanlara rağmen “Konut fiyatları düşer mi?” en çok merak edilen konulardan biriydi ve fiyatlar inmedi aksine ortalama yüzde 20 artışla seneyi kapadı.
2013 yılında 1 milyon 150 bin konut satışı ile kapanış yapan konut sektörü 2014’ün ilk yarısında kriz sinyalleri vermiş olsada, Ağustos ayında atağa kalkarak seneyi toparlamayı başardı. En azından 2013 konut satış rakamlarına ulaştı. Çalkantılı bir yıl geçirmiş olsakta yıl sonuna doğru herkes biraz nefes almış görünüyor ancak olan bitenden anladığım böyle süreçlere hazır olmadığımız ve alınacak darbelerde devrileceklerin çok olacağı. Bu noktadaki en büyük eleştirim 2014’ün böyle geçeceğini bilen sektörün iyi planlarının olmaması hatta hiç plan yapmayanların olması. Bu tecrübe ile umarım daha profesyonel stratejiler, programlar geliştirmeyi başarabiliriz.
2014’e damgasını vuran en önemli olaylardan biri ise 28 Mayıs’ta yürürlüğe giren Yeni Tüketici Kanunu oldu. Kasım ayında çıkan yönetmelikle tamamlanan kanun “Ön Ödemeli Konut” satışları hakkında önemli düzenlemeler içeriyor. Artıları eksileri tartışılır ancak sektördeki çürük elmaları temizleyerek yola devam edecek konut üreticileri ve tüketiciler açısından çok önemli olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Hatice Kolçak