Yağmur yağıyor evleri sel alıyor
Dere yataklarına yapılan evlerde bugüne kadar sayısız can ve mal kaybı yaşandı.Yakın tarihte aklımda kalan Samsun’da 6 cana mezar olan sel felaketi var. Dere yatağının hemen yanına yapılan konutlar, bir anda başlayan yağmur ile dereyi taşırmış giriş katlarda yaşayan canlara evleri mezar olmuştu. Hepimizin hatırlayacağı başka bir felaket ise Ayamama deresinin taşması ile yaşanan ve çok sayıda can ve mal kaybına neden olan felaketti. Bu ve benzeri görüntüler hafızalarımızda soğumamış iken bu aralar aniden bastıran yağmur sonucu sel baskınları gündemimize yine taşındı.
Ani ve yoğun bastıran yağmur her yerde özellikle dere yataklarında can ve mal kaybına neden olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Üsküdar’da deniz ile karanın birleştiğine şahitlik ettik. Ve daha dün lüks bir sitede yoğun yağış nedeniyle yaşanan bir felaket daha. Lüks kelimesini özellikle kullanıyorum nitekim gecekondulara söylenecek birşey yok. Baştan aşağı yanlış olan hiç bir hukuki ve teknik altyapısı olmayan izinsiz, ruhsatsız yapılarda doğru olan birşey yok.
Ancak söz konusu Türkiye’nin ünlü markalı konutlarını yapan bir müteahhidin yaptığı konut projesi olunca akla zarar şeyler geçiyor kafamdan durduramıyorum. Çocukların günlerini geçirdikleri sosyal alanlar dere yatağının üzerine nasıl yapıldı, bu dere yatağının dibine bin küsür konutu nasıl yaptın, nasıl izin aldın.? Her yönüyle sorgulanması gereken bir vakaa.. Kurumuş dere yatakları bugün birşey olmaz gibi görünsede, yüzlerce yıldır yolunu bulan su, yoğun yağışlarda yolundan gitmeye devam ediyor ve zamanı geldiğinde istila ettiğin yerden doğa öcünü alıyor buna kim mani olabilir ki..
Deprem nedeniyle can ve mal kaybı yaşanmasın diye yoğun bir şekilde her yerde kentsel dönüşüm çalışmaları yapılıyor. Tabiri caiz ise 1999 öncesi yapılan her bina yıkılıyor yeniden yapılıyor. Peki bizi bekleyen afet sadece deprem afetimi yoksa başka afetlere gözmü yumuyoruz.
Sel basması, yangın riski taşıyan alanlar, toprak kayması gibi doğal afetlere karşı önlem almamız gerekmiyormu.. Dünya paraya sattığın binlerce insanın oturduğu lüks kavramının yerle yeksan olduğu binalar hangi akla hizmet ile dere yataklarına yapılmaya devam ediliyor. Nerde kaldı kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm sadece depreme karşı bina yapmak değil depremden başka gelecek afetlere de çözüm olarak çıkarılan önemli bir yasa. 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm yasasında deprem dışında diğer afetlerden de bahsediliyor ve gerekirse afet alanı görülen bölgelerde ki yerleşim alanllarının güvenilir rezerv alanlarına taşınacağı kanun koyucu tarafından düzenlenmiş.
Bu kanun maddeleri kimi ilgilendiriyor sadece devleti ve devletin yaptığı konutlarımı yani markalı konut projelerini bağlamıyormu diyeceğiz.. Koca site suya gömülmüş heryerde lağım kokusu varken oturan site sakinlerinin cana gelmedi sular çekildi nasıl olsa olayı büyütmeyelim demesine ne dersiniz. Asıl endişe böylesi büyük bir projede ayıplı teslim edilen evlerin ayıbının oturanlar tarafından da gizlenilmeye çalışılması. Adı çıkmasın, fiyatlar düşmesin…. Peki bu yağmur gece olsaydı ki, Samsun’daki faciada öyle olmuştu. Sadece 5 dakika daha uzun sürseydi bahçe katlarında yaşayan kat maliklerinde can kaybı olmayacakmıydı. Ne yapalım yani can kaybı olmadı diye sevinelim ve üstünümü örtelim.
Millet olarak bir daha gördüm ki bizi etkilemeyen olaylarda ahkam kesmece devam ancak işin içinde maddi çıkarlarımız olunca herkes dut yemiş bülbül misali olayın üstünü örtmeye çalışıyor. Duymadım, görmedim bilmiyorum… Ne zamana kadar, bizimde başımıza bir hal gelinceye kadar işte o zaman sende kimseye yapmadıkları için sitem edemezsin şikayetçi olamazsın..
Ne zaman ki olaylara objektif değerlendireceğiz o zaman belki adam oluruz.
Hatice Kolçak