Sayın Başbakan iki gün önce, ustalık dönemine girerken çok önemli bir adım attıklarını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını kurduklarını ifade etti ve 'Şimdi gideceğiz gerekirse evleri yıkayacağız. Bunun yetkisini aldık mı aldık. Yasal düzenlemeleri buna göre, kentsel dönüşüm değişimle beraber yaptık, yapıyoruz, yapacağız" ve "Onun için diyoruz ki bizim işimizi, tüm milletime sesleniyorum, kolaylaştırın. Biz sizleri sokakta bırakmayız ama işimizi kolaylaştırın. Çünkü biz sizin yavrularınızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapabilelim. Söylemek istediği şey çok açık olmakla beraber biraz da bu kentsel dönüşüm acılı olacak gibi geldi bana..Çünkü tasarı da yıkım konusu çok açık bu konuda vatandaşa insiyatif verilmeyek. Halen mecliste görüşmelerine devam edilen ve birçok maddesi kabul edilen Kentsel Dönüşüm diye bilinen ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’ tasarısının 2.Bölümündeki tahliye ve yıktırma açıklamasının Madde 5-(3ve4) göre; riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların mâliklerine 30 günden az olmamak üzere süre verilir. Bu süre içinde mâlik tarafından yıktırma gerçekleştirilmediği takdirde idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve tekrar süre verilerek tebligatta bulunulur. Verilen bu süre içinde de mâliklerince yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri mahallî idarelerin de iştiraki ile mülkî âmirler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belirtilen usûllere göre süresinde yıktırılmadığı tesbit edilen riskli yapıların yıktırılması, Bakanlıkça yazılı olarak İdare’ye bildirilir. Buna rağmen yıktırılmadığı tesbit edilen yapılar, Bakanlık’ça yıkılır veya yıktırılır. Bu madde den şunu anlamalıyız. Kentsel dönüşüm ilan edilen alandaki binalarınızı verilen süre içinde siz yıkmazsanız ilgili kurumlar yıkacak. Tasarıya göre vatandaşa mahkeme yolu açık görünüyor.. Ancak bu davalar sadece yapının değeri ile ilgili olabilecek ve yürütmeyi durdurma kararı verilemeyecek.. Tasarının 2. Bölümün uygulama işlemlerinin 6. Maddesine göre ise üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın sahiplerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az 2/3 çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilecek. Van depreminin ardından hız kazanan Kentsel Dönüşüm diye bilinen ‘ Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ hakkındaki Kanun ‘ un amacı deprem riski altındaki alanların ve bu alanların dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde sağlıklı ve güvenli yaşam alanları üretmek. Dolayısıyla sadece riskli binaların yıkılması değil, binaların yıkımından sonra elde edilecek arsaların yoğrularak yeni ve sağlıklı kentlerin yaratılmasıdır. Sağlıklı kentler ise parkların, otoparkların, okul ulaşım v.s. gibi olmazsa olmazlar ile mümkün olacaktır. Alışkanlıkları bırakmak ne kadar zorsa böylesi büyük değişimlerde kolay olmaz. Bu değişim yıllardır içinde oturduğumuz evlerimiz olunca konu daha da önem kazanıyor. Duygusal bir millet olarak zorlu bir süreç de olsa sonuçta ülkeye ve millete fayda sağlayacak kentsel dönüşüm ama acılı ama acısız gerçekleşecek.