Nihayet seçimleride bitirdik, şimdilerde Obama’ nın ülkemizi ziyareti konuşuluyor. Gündemde her zaman konuşulacak bişeyler mutlaka vardır. Krizdeyiz, seçimdeyiz derken halen emlak fiyatları daha ne olur, banka kredi faiz oranları düşermi gibi kafamızda soru işaretleri ile etrafımıza bakınıyoruz.
Bu hafta sizlere krizin bize olumlu olarak yansıyan taraflarına değinmek istiyorum.
İlk olarak Amerika’ da mortgage krizi ile başlayan küresel ekonomik kriz önce Avrupa ülkelerine sıçradı ve sonra yavaş yavaş bu kriz virüsü bulaşıcı hastalık gibi heryere dağıldı.
Ülkemize kriz gelecek mi? Ne zaman gelecek? Yoksa bizler kriz demiz? gibi konuşmalar her geçen gün insanların ağzında sakız gibi çiğnenip, her sohbette krizin durum değerlendirmesi ve çıkış yolları konuşulurken geçen 7 aylık zamanda KRİZ çığ gibi büyüdü. Artık hepimiz bu kriz virüsünü taşıyor olduk. Eskilerin dediği gibi bir lafı 40 kere söylersen olurmuş..
Ev sahibi olmanın millet olarak bizler için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Evimiz bizim güvenliğimizdir geleceğimizdir. Hayatın ilk basamakları bizler için önce iş yaşamıyla başla,r sonra ilk birikimle ev almayı ve burda yuva kurmayı hedefleriz. Ancak yaşananlar birçoğumuzun ev sahibi olma hayalini ertelemiş olsada herşeye rağmen bu hayalini ertelemek istemeyen birçok alıcı piyasadaki inanılmaz cazip konut projelerine talep gösteriyor ve evlerini seçiyorlar.
Krizin bana göre en büyük artısı piyasada oluşan cazip ödemeli ve cazip fiyatlı markalı konut projeleri oldu. 2008 ve öncesinde yanına bile yaklaşamadığımız konut fiyatları bugun yaklaşık % 20- 40 arası fiyat düşüşleri ile alınacak duruma geldi. Takip edenler aradaki farkı daha iyi bilirler.
Ayrıca krize ve duragan ekomiye göre tasarlanmış yeni başlayan konut projelerinin fiyatları neredeyse kira öder gibi ev sahibi olmamızı sağlıyor. İstanbul gibi büyük bir metropolde yaşanabilir bir konut büyüklüğüne göre 39.000 - 80.000 TL ye alınabilicek duruma geldi. 100.000 - TL nin altında evin neredeyse zor bulunduğu bir yerde bu fiyatların altında konut bulmak mümkün.
2008 Kasım ayında yazdığım ‘ Konut Kooperatifleri Gerimi Geliyor? ’ başlıklı yazımda bu konuya değinmiştim. Her ne kadar kooperatif olarak değil daha önce lüks konut inşaa eden ve içinde birçok sosyal ve spor yaşam alanları barındıran tanınmış firmalar yapmış olsa bile geldiğimiz noktada yanılmadığımı görmek te benim açımdan doğrusu sevindirici oldu.
Bu koşullarda firmaların ödeme kolaylığı ile de karşımıza çıktığını görüyoruz. Birçok projede finansmanı inşaat firmasının kendisi sağlıyor. Bazıları sıfır faiz ile uzun vadeli kredi seçeneği sunarken, bazıları oturmaya hazır konutların ödemelerini küçük peşinatlar alarak 1-2 yıl erteliyorlar.
Krizin olumsuz taraflarını konuşurken tüketici olarak bizlere yarattığı avantajları görmeye çalışmak ve oluşan tabloda kendimizede olumlu paylar çıkarmak bizi hayalimizdeki eve taşıyabilir.
Unutmayalim ki ülkemizde gayrimenkul her zaman iyi bir yatırım aracı olmuştur ve önemini hiç kaybetmemiştir.