Hatice KOLÇAK Twitter da takip et! @haticekolcak
Romanları pakete dahil etmesi isimlerinin geçmesi bile bugüne kadar yalnızlaştırılan Romanları heyecanlandırdı. Genelde derme çatma gecekondularda yaşayan Roman vatandaşlarımız için TOKİ konutları yapılacak açıklaması sevindirirken kafalarda soru işaretleri de gezinmeye başladı.
Renkli kişilikleri, renkli hayatları beğenmesekte kendi tarzları var. Toplum genelinde kabul görmeyen Romanların en büyük problemleri işsizlik. Geneli hurdacılık, at arabacılığı, müzik ve çiçek satarak geçimini sağlıyor. Yaşam tarzları ve ekonomik problemlerinden dolayı gecekondu tarzı tek katlı konutlarda barınıyorlar.. Çoğumuz kap-kaç gibi sevimsiz olayları yaşamamak için bu mahallelerden geçmez yolumuzu bile değiştiririz.
Madem onlara TOKİ konut yapacak. Şu soruları cevaplamak gerekiyor. Roman vatandaşların kültürüne, renkli hayat tarzlarına uygun konutlar mı üreteceğiz yoksa yaşam tarzlarını yok sayıp bildiğimiz gibi mi yapacağız..? Çok katlı, tek tip konutlara mahkum ederek legal işler yapan, vergisini ödeyen uyumlanmış bir Roman toplumu oluşturabilecekmiyiz?
Elbette hayır...
Hepimizin basından süreci takip ettiği bir Sulukule örneği var. Kentsel Dönüşümle değişen, Romanların yaşadığı eski Sulukule bugünkü haliyle kötü bir örnek oldu. Aslına uygun yapılması gereken proje tamamen Roman ların yaşayamayacağı tek renk, tek tip bir proje olarak yapıldı. Kaldı ki site de oturma maliyetini kaldıracak güçleri zaten yok. Sonuçta onlara derman olmadı yapılan Sulukule konutları. Hepsini sürdüğü gibi Sulukule kültürünüde yok etti.
Sulukule kültürünü kaybetmeden de iyi projeler yapılabilirdi. Bu örneği unutmamak lazım her zaman hatırlamak yenilerini yapmaya hazırlanırken aynı hataları yapmamak adına..
Kentsel Dönüşüm, deprem gerçeği olan ülkemizin baş tacı. Günümüzde riskli alan ilan edilen bölgelerde yerinde dönüşümde dikkat edilmesi gereken nokta bölgeye uygun dönüşüm . Güvenlikli sitelerde oturmayı tercih etme hakkı olanların yanında mahalle kültürü ile yaşamaya hakkı olanlarda var. Kaldı ki, mahalle kültürü ile yetişmedik mi hepimiz.. Altı,yedi sene öncesine kadar site hayatımı vardı..
Bu konuda hepimize iş düşüyor. Daha sonra üzülmemek adına çevrede gördüğümüz, gazetelerde, televizyonlarda seyrettiğimiz şaşalı site yaşamının bizlere sunacağı olumlu yanlarının yanında olumsuzluklarını da iyi hesaplamalıyız...
Kentsel Dönüşüm projeleri, tasarımları,yapılacak şehre, bölgeye, mahalleye göre doğru yapılmalı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu konuda hassasiyeti ve güzel çalışmaları yasalarla desteklenmeyede başladı. Müteahhitlere'de iş düşüyor, bizlerede.. Unutmayalım ki binaları dönüştürürken yaşam biçimlerimizi de dönüştürmüş oluyoruz..