Hatice KOLÇAK Twitter da takip et! @haticekolcak
Gezi olayları, ramazan ayı, tatil derken durgun geçen konut sektörü eylül ayı ile birlikte sezonu açtı. Sonbaharla birlikte arka arkaya yeni projeler lansmanlarla görücüye çıkıyor. Ekim ve kasım ayları da yeni projelere gebe…
Gezi olayları, ramazan ayı, tatil derken durgun geçen konut sektörü eylül ayı ile birlikte sezonu açtı. Sonbaharla birlikte arka arkaya yeni projeler lansmanlarla görücüye çıkıyor. Ekim ve kasım ayları da yeni projelere gebe…
Müteahhitlerin ağzından dökülen kelimeler umut dolu… Yeni projeleri ile heyecanlı oldukları çok da hazırlandıkları belli. Beklentiler yüksek. Fiyatlar birbirine yakın.. Sektör patronlarının umut dolu sözcükleri aslında umut etmek istiyoruz, her şey iyi olacak diye kulağıma geliyor belkide ben gözlerinden bunu okuyorum.
Kimi inşaat firması yeni konut projelerini görücüye çıkarırken, bu yıl hatırı sayılır inşaat firması da kentsel dönüşüm projelerine girmeye karar verdi. Kentsel Dönüşümde mahalle mahalle insanları toplayarak ikna etmek zorunda kalan ancak satış problemi olmayacağı için tercih eden müteahhitler içinde uzun ve yorucu bir süreç var.
İşler eskisi gibi değil artık. Yeni projeler üretmek, yapmak ve satmak ta zor, kentsel dönüşüm projeleriyle yüzlerce insanı ikna etmek memnun etmekte. Müteahhitler içinde iş aslanın ağzında, hatta biraz daha böyle giderse midesinde olacak. Ekonomik bir sürü neden sayabilirim size ancak bu sefer kendini yenileyemeyen, tekrar eden bir sektör den bahsedeyim…
Konut sektörü son on yılın en popüler işi… Müteahhitler de en popüler oyuncusu. Ülke ekonomisinde önemli bir görev üstlenen İnşaat firmalarının bu popüleritesi daha ne kadar sürer bilinmez ancak sektör kendini yenileyemeyen, tekrar eden bir sürece girdi.
Lokasyonları farklı olsada konut projeleri birbirine benziyor. Sosyal donatılar, dış cephe, site hayatı, peysaj, havuz, iç mekanda kullanılan malzemeler nerdeyse aynı. Satış,pazarlama stratejileri,pr çalışmaları aynı.. Projelerin lansmanları bile aynı şekilde ve aynı otellerde yapılıyor. Çıkan haberler, basın bültenleri, görseller ve konuşmalar birbirini tekrarlıyor. Aynı emlak medyası birbirinin aynı haberleri arka arkaya giriyor. Herkes birbirini pış pışlıyor. Eleştiri yok, farklı görüş yok. Olaki gittiğiniz bir konut lansmanında standart, muhteşem soruların dışında bir soru sorarsanız herkes sizi gözleriyle ve sözleriyle dövüyor.
Sonuçta alan-veren razı dediğinizi duyar gibiyim. Evet işler bu tarafta böyle dönüyor ama kral çıplak bunu kimse demiyor. Konut sektörünün başta müteahhitlerin inovasyona ihtiyacı var. Kendini tekrar eden çıplak olduğunu anlamayan aynı ve aynı mütemadiyen değişmeyen ve değişmek istemeyen her sektör gibi dibi boylamaya mahkum.
Konut sektörüne inovasyon için nadas öneriyorum. Sektörün halletmesi gereken onlarca sorunu var. Çeşitli dernekler, kuruluşlar toplantı yapıp sektördeki sorunları çözmeye uğraşırlarken bile birbirlerinden haberleri yok. Herkes kendi orkestrasının şefi. Sanki siyasi arena da partiler konuşuyor. Kim kime ne öneriyor bilmiyorum gerçekten.
Son iki yıl içinde devletin inşaat sektörü için çıkardığı yeni düzenlemeler inşaatçıları altüst etti. Ezber birazda burada bozuldu. Kentsel dönüşüm, 2B, imar yönetmelikleri, mütekabiliyet, KDV v.s… Kafalar karıştı. Yeni kanun düzenlemelerine adaptasyon süreci devam ediyor. Bu arada işler yürüyor eski sistem aynı şekilde projeler üretilmeye ve satılmaya çalışılıyor lakin bir şeylerin yolunda gitmediği gözlerden kaçmıyor.
Teknolojinin altı ayda bir değiştiği, kullandığınız telefonların bilgisayarların ömrünün kısa olduğu, ilişkilerin bile çabuk tüketildiği bu yıllar değişmeyen tek şey değişim ise konut sektörü geç bile kaldı.
Sektörün dezavantajı ise işleyen sistemden memnun olunması. Yada ne yapacağını bilememesi.. Emlak medyasıda müteahhitlerde memnun gibi. Ancak vatandaş memnun değil. Çünkü fayda sağlamayan haberleri, konut lansmanlarını okuyucu merak etmiyor ve ilgilenmiyor. Fayda sağlama noktasında ise tıkanıp kalıyor işler.